IÇ MIMARLIK VE DEKORASYON
Blog

Blog

İÇ MİMARLIK VE DEKORASYON BİRBİRİNİ TAMAMLAYAN ALANLARDIR

İÇ MİMARİ DEKORASYONUN KREATİF BİR PERSPEKTİFLE YÜRÜTÜLMESİ ÖNEM TAŞIR.

Modern yaşamın çarkları, katı ve fiziksel olan unsurları buharlaştırarak dönüyor. Bu dönüşüm sonucu algı ve kavrayışa da esneklik kazandırıyor. Geçmişteki “mesafe” kavramı ile günümüzdeki “mesafe” kavramı son derece farklı… Teknolojik devrimler sonucu geliştirilen yeni iletişim biçimleri yüzlerce yılın alışkanlıklarını değiştiriyor. Günümüz koşullarında hiçbir mesafe “uzak” değil. Artık ulaşılamayan veya erişilemeyen hiçbir yer yok.

Güncel değişimler modern öncesi dünyanın kavrayış sınırlarını aşıyor. Bu değişimlerin günlük yaşamı kolaylaştırdığı bir gerçek… Ancak aynı zamanda yer, yerellik ve bölgecilik gibi kavramları yıpratırken bu kavramlar etrafındaki duyguları da aşındırıyor. Mimari alanının bu değişimlerden etkilenmemesi imkânsız… Yerel kodların yerini evrensel trendler ve dönüşümler alıyor.
Projenin kolektif ve psikolojik derinliğini ortaya çıkarmak adına çok katmanlı bir araştırma ve analiz çabası yürütüyoruz. Bu okumalara sosyal, ekonomik ve ideolojik faktörler de dahil… Her projenin öznel verileri olduğu bilincinden hareketle özel koşulları analiz ederek ilerliyoruz.

İÇ MİMARİ DEKORASYON ANLAYIŞINDA TRENDLERİN ETKİSİ

İç mimarlar mekâna yalnızca tasarım gözüyle bakmakla kalmaz; mekânın işlevselliğini ve insan psikolojisi üzerinde yaratacağı etkiyi de ele alır. Mekânın bölgeye uygunluğu incelenirken evrensel trendler de güncel kalmayı ve dinamik bir etki yakalamayı mümkün kılar. Projenin her aşamasında renk geçişleri, mekânın konforu ve ambiyansı gibi konularda trendlerin ışığında ilerleyerek beklentiyi karşılayan etkileyici mekânlar tasarlıyoruz.

PROJE YARATIM SÜRECİNDE ROL OYNAYAN ETKENLER

Projenin ilerleyen tasarım aşamasında alışılmış tarzlar ve klasikleşmiş dürtülerle motive edilen mimari hareketler askıya alınır. Günümüz tasarım alışkanlıkları bir müddet rafa kaldırılır ve bunun yerine tasarımcının bireysel yorumlarının hayal gücü ile yeniden keşfedileceği bir süreç başlar. Bu yaratım sürecinde bilinç, tutku, sezgi, bilinç ve tecrübe gibi pek çok etken rol oynuyor. Deneyim ile akıl arasındaki alana malzeme kalitesi yerleşince çok katmanlı bir ilerleyiş başlıyor.

İç mimari dekorasyon projelerinin ticari normlara ve yapı normlara yeterince uygun olması önemli.  Ancak daha da önemli olan şey kentsel ve doğal manzara ile bütünleşen bir yapı sunabilmesi. Yeterince tutarlılık sunmasının yanı sıra modern trendlerden ilham alan dekorasyon desenleri etkin bir izlenim yaratıyor. Kullanılan doğal malzemeler, gün ışığından yeterince beslenen odalar, doğaya dönüşe olanak sağlayan incelikli detaylar sayesinde kullanıcılar daha konforlu bir yaşama adım atmış oluyor.

TASARIM SÜRECİNİ OLUŞTURAN ÖNEMLİ AŞAMALAR

Tasarım sürecinde dört temel aşama, projenin gidişatı açısından büyük bir önem taşır. Bu aşamalar şu şekilde sıralanabilir.

1. Hazırlık: İlk aşama olan bu etapta tasarımcı projesi için gerekli olan araştırmaları yapar. Kullanıcıların beklentilerini algılamak adına onların istek ve bilgilerine başvurur. Elde ettiği bilgileri ise geçmiş deneyimlerinden elde ettiği birikimler ile harmanlar.

2. Kuluçka: Bu aşamada bir önceki etap olan hazırlık aşamasını tamamlamış olan tasarımcı, proje hakkında çalışmaya ara verir ve konu hakkındaki zihinsel faaliyetlerini sürdürür. Bir nevi dinlenme aşaması olan bu etap “hazırlık” aşaması olarak tanımlanır.

3. Aydınlanma: Bu aşamada hazırlık aşaması boyunca beyin gerekli olan zihinsel faaliyetleri tamamlamış olur. Bu etabın ne kadar zaman alacağı deneysel yollarla tahmin edilemez. Ancak tasarım konusu olan nesneyle ilgili ilk fikirler açığa çıkar. Tasarımcının geçmiş tecrübelerinden elde ettiği bilgileri hazırlık aşamasında topladığı bilgilerle sentezlemesi önem taşır. Belirli bir olgunluğa ulaşan fikirler kabul edilebilir, verimli ve uygulanabilir bir biçime büründürülür.

TASARIMCININ TASARLAMA SÜRECİNİ HER YÖNÜYLE ELE ALMASI

Tasarımın bireysel bir tasarımcı ve bir firma çerçevesi içerisinde ele alınışı farklı bir yapı gösterebiliyor. Zira firma tasarım çalışmalarına organizasyonel tasarlama süreci dahil oluyor. Ekip çalışmasında senkronize ilerlemek oldukça önemli… Her bir ekip üyesinin çalışmalarına bilimsel veya geçerli bir açıklama getirmesi gerekiyor.

Karl R. Popper’a göre; mimar, mimarlık sürecine bir problem ya da zorlukla karşılaştığında başlar. Bu zorluklar belirli veya teorik zorluklar olabilir. Popper’a göre mimarın mimari tasarım sürecini en iyi şekilde yönetebilmesi için öncelikle problem hakkında belirli fikirlere sahip olması gerekir. Reel deneyimlerde de belirli fikirlerin daha etkin çözümlere taşıdığı biliniyor.

Tasarım süreci başlatılırken tasarım ekipleri bir dizi soru işaretini bu sürece dahil ediyor. Başarılı olarak nitelendirilebilecek tasarımlar yapmak için bu son derece faydalı… Soruları sorarken cevapların bulunabileceği olası yerlerin bilinmesi de ayrıca önem taşıyor. Zira tasarım süreci zaten uzun ve meşakkatli iken cevapların nerelerden bulunacağının araştırılması da büyük bir mesai kaybına dönüşebiliyor. Bu nedenle profesyonel ve deneyimli iç mimarlarla ilerlemek büyük bir ayrıcalık ve konfor faktörüdür diyebiliriz.

İÇ MİMARİ DEKORASYONDA MODERN TASARIM UNSURLARI

Modern tasarım anlayışı, modern sanat akımlarının bir yaşam alanının iç kısmına yansıması olarak düşünebilir. Örneğin İskandinav ve Alman mimarisi ve tasarımında kökleri olan modern tarz kavramları bütünüyle zahmetsiz ve basit unsurlardan oluşuyor. Mobilyalarda toprak renkleri, dekorda ise nötr malzemeler kullanılıyor. Çağdaş iç tasarım stilleri söz konusu olduğunda renklerin etkilerini hızlıca fark edebilirsiniz.

Modern mekânlar kesinlikle keskin ya da soğuk değildir. Kullanılan dekoratif parçaların her birinin bir işlevi vardır. Dekorasyon anlayışı daha çok form ve estetik çekiciliğe odaklanan akıcı bir yapıya sahiptir. Minimalizme uzanan modern tasarım unsurlarında doğayla bütünleşen dekor detaylarına yer verilir. Bu da iç mimari dekorasyonda ferah, konforlu ve huzurlu bir etki yaratıyor.

Mimarı ve mimarlığı anlamak için kullanılabilecek bir başka yol ise doğrudan mimarın kendisini incelemektir. Doğal olarak insan bilimlerinin konu alanına giren bu durum sayesinde mimarın daha önceki tasarımlarını ve bu tasarımları oluşturmak için kullandığı yöntemleri algılamak mümkün… Mimarın geçmiş deneyimleri ve projeye bakış açısı standartların kesin temeller üzerine oturmasına ve işlevsel bir yapı kazanmasına olanak tanıyor. Broadbent “Design in Architecture” kitabında Allport isimli bir uzman tarafından yürütülen bir çalışmada önyargılı insanlar, bu insanların nasıl önyargılı bir yapıya geldikleri ve çeşitli önyargılı insan tipleri açıklanarak bunların yaratıcı etkinliğe etkileri açıklanmaya çalışılmıştır.

İÇ MİMARIN KREATİF DÜŞÜNEBİLME BECERİSİ VE ZEKA İLİŞKİSİ

Zeka daima yaratıcılık ile paralel ilerleyen bir kavram değil… Hâl böyle olunca konuya biraz daha yakından bakmak kaçınılmaz oluyor. Modern dekorasyon anlayışı nasıl gelişti? Doğal malzemeler ve natürel etkiler hayatımıza nasıl yerleşti? Ahşap ve benzer detaylar sayesinde daha huzurlu ortamlara nasıl kavuştuk? Tüm bu soruların temelinde “zekânın kreatif ve fayda odaklı” bir bakış açısıyla buluşması yatıyor.

MacKinnon’a göre zeki insan daha yaratıcı insandır fikri her zaman geçerli değil… Özellikle mimarların rasyonel düşünebilme becerilerinin sezgileri ile harmanlanması gerekiyor. Proje arsasının doğası, gerekli kaynaklar vb. dinamikler rasyonel düşünebilme tarafını ilgilendiriyor. İletişim becerisi, değer yargıları, yerelleştirme ve karmaşık düzeni basite indirgeyip açıklanabilir kılma gibi pratikler ise mimarın kreatif düşünme becerisinden ileri geliyor.

İç mimari dekorasyonda rasyonel ve bilimsel gerçekliğin yanı sıra sezgilerin de rolü büyük… Sistematik bir bakış açısının hayal gücü ile buluşması muhteşem sonuçları ortaya çıkarıyor. Bu sayede mimar kendi tasarım yöntemlerini geliştirerek tecrübelerine derinlik kazandırıyor. Bu derinlik ise kullanıcıların beklentilerine en iyi şekilde yanıt sunmasını mümkün kılıyor.

Yaşam alanlarında farklı tasarım deneyimlerine dair yepyeni bir içerikte görüşmek üzere…
Sağlıklı günler.

KONFORLU VE DAVETKÂR BİR ATMOSFERDE OLMAK RUH HALİMİZİ İYİ YÖNDE ETKİLER…

Peki profesyonel detaylarla hazırlanmış bir ofis dekorasyonunun işinizin başarısını olumlu olarak etkileyebileceğini biliyor muydunuz?

Ofis tasarımı, genel ruh hali üzerinde etkin rol oynadığı için işinizin gidişatını olumlu etkilemesi de kaçınılmaz olacaktır. Verimli ofis dizaynı, ev konforunu profesyonel bir işletme imajı ile harmanlayan tasarımlardır. İlham yüklü şık bir ortam yaratmak ekip üyeleriniz için mutlu ve sağlıklı bir çalışma ortamı yaratacağı için verimliliği önemli ölçüde artırır. Ofis tasarım fikirleri, iş yaşamında herkesin kendisini iyi hissetmesini sağlayacak motivasyon yüklü detaylarla dengelenmeli ve şirketinizin değerlerini içermelidir.

Doğal yaşam dinamikleri yüksek binalara ve plazalara doğru kaydığı için insanlar beton binalar arasında daha uzun vakit geçiriyor. Modern yaşamda ödüllendirilme anlayışı doğada geçirilen aktiviteler, bazen kısa tatiller, şeklinde motivasyon unsuru olarak gerçekleşiyor. Doğanın içinde olma isteği ile uyanan bazı hisler, doğal dokunuşları yaşam alanlarına taşımak ile anlam kazanıyor.

Yenilikçi ofis tasarımlarının dekorasyon anlayışında temel unsur ekip üyelerinin verimliliğini artırmak… Hedeflenen bu noktada kişisel psikolojiyi ön planda tutmak gerekiyor. Bu noktada yapılabilecek ideal çalışma, iyi bir mekan tasarımı ile bu konforu çalışanlarla paylaşmak olacaktır. Konforun paylaşımı, verimliliğin artışını ve başarı düzeyinin yükselişini sağlıyor.

Güncel ofis tasarımlarına göz attığımızda kritik bir nokta göze çarpıyor. Yeni nesil ofisler sıkıcı klişelerden uzak… Ofisler yavan bir çalışma alanı olmaktan sıyrılıyor ve farklı parametrelerin etkisine giriyor. Ofis tasarımlarında bilgi, deneyim ve teknolojinin paylaşıldığı sosyal alanlar artırılıyor. Buna bağlı olarak da ihtiyaçlar, alanlar ve rutinler de değişiklik gösteriyor. Ortak gelişim mekanları ve motive edici alanlar oluşmaya başlıyor.

GEREKSİNİMDEN DOĞAN KRİTİK TASARIM DETAYLARI

Modern çağda kusursuzluk çizgisine ulaşmış firmaların ortak özelliği, en önemli müşterilerinin süreçteki iç müşteriler, yani şirket çalışanları olmasıdır. Şirket içerisindeki müşterilerimizin verimi kalite ve yaratıcılığı artırıyor. Bu da nihai müşteri için memnuniyet güvencesi sağlamasına yardımcı oluyor. Çalışanlar ve müşterinin gereksinimlerini belirleyerek bu gereksinimlere paralel bir ofis kurgusu yapılması gerekir. Mekan tipi müşterinin çalışma türüne göre çeşitlendirildiğinde çalışma türünden doğan gereksinime yönelik esnek mekanlar kurgulanıyor. Profesyonel tasarlanmış çalışma alanları ekip üyelerinin farklı bilişsel, davranışsal, fiziksel ve sosyal ihtiyaçlarına yanıt vermelidir.

FİGÜR 1: ÇALIŞMA ALANI TİPLERİ

Ofis tasarımı detaylandırılırken çalışanların kendilerine en uygun yerde ve ihtiyaç duydukları kişilerle çalışabilmelerini sağlayan işlevsel çalışma alanları yaratılmalıdır. Bu çalışma alanları çalışanların sosyalleşme, iş birliği ve sosyalleşme gibi alternatif ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde kurgulanmalıdır. Kategoriler birincil çalışma alanları, eğitim, ortak alanlar, toplantı alanları ve sosyal alanlar olacak şekilde çeşitlendirilmelidir.

Kişiler arası etkileşime olanak tanıyan ve iletişimi destekleyen ofisler teknolojik çözümlerle desteklenebilir. Bu tür bir kurgu farklı büyüklük ve ölçekler sayesinde farklı kullanım amaçları sunan ofislerin doğmasına yardımcı oluyor. Çalışanlara hedefleri ve ihtiyaçları doğrultusunda kendilerine en uygun çalışma alanını seçme özgürlüğü sunan ofisler tasarlanması birbirinden farklı gereksinimlerin süratle karşılanmasını kolaylaştırıyor.

1.1 İHTİYAÇ: İŞ BİRLİĞİ

Günümüz dünyasında pek çok büyük firmada üst düzey yöneticiler alt kademe beyaz yakalılar ile aynı açık ofiste artırılmış şeffaflık ve iletişim içerisinde çalışıyor. Eski hiyerarşik ve bürokratik yapı yerine çoklu yetkinlik barındıran iş takımları halinde yapılanma son derece önemli. Geçmişteki hiyerarşik düzenin yerini yönetim ve işleyiş bakımından birbiriyle ilişkili departmanlar alıyor. Çünkü bu şeffaf yerleşim sisteminde bir arada çalışmak kolaylaşıyor ve bilgi akışı en kolay şekilde sağlanıyor.

Ofis ortamları ve yerleşimlerinin esnekliğe/değişime açık olması önemlidir. İş yaşamında müşteri ile direkt diyalog halinde olma ve gereğini yapmak için yukarıdan yönlendirme ile harekete geçme alışkanlığından vazgeçmek gerekir. Böylesi bir durumda ofis çalışanları üstlerine bakmak yerine platform ortaklarına ve içinde yer aldıkları görevin müşterisine daha yakın konumda olabilir.

1.2 İHTİYAÇ: ÖĞRENME

Sürekli gelişimi destekleyen öğrenme alanlarının oluşturulması yalın ofisler için oldukça önemlidir. Ekip üyeleri işle ilgili doğrudan veya dolaylı olarak kendini geliştirebilmelidir. Gelişime istekli olmalarında ise öğrenme alanlarının ulaşılabilir olmasının etkisi büyüktür. Öğrenme alanları kütüphane ve okuma alanları ile sınırlı değildir. Çalışanların birbirleri ile etkileşime girerek öğrenebileceği şekilde tasarlanmış konferans vb. alanların yaratılması gerekir.

1.3 İHTİYAÇ: ODAKLANMA

Yeni nesil ofislerde odaklanma gerektiren işler için çalışma alanları oluşturulması gerekir. Bu alanlar tasarlanırken bir kişinin tek başına çalışabileceği alanların yanı sıra 2-3 kişilik grupların birlikte faaliyet yürütebileceği çalışma kovanları oluşturmak da geçerli bir çözüm önerisidir.

FARKLI TOPLANMA TÜRLERİNE UYGUN İŞ ALANLARI

Alternatif ihtiyaçlara uygun toplantı alanlarının kurgulanması ofis ortamı için hayati önem taşır. Örneğin 1 saat süren bir toplantı ile süratle düzenlenmesi gereken 10 dakikalık bir toplantının gereksinimleri farklı olacaktır. Uzun ve kapsamlı toplantılar için büyük bir masa, kişi sayısına uygun sandalyeler ve geniş bir masa gerekir. 10 dakikalık mini bir toplantı için ise bu tür materyallere ihtiyaç yoktur.

OFİS YAŞAMININ VAZGEÇİLMEZ GEREKSİNİMİ: SOSYALLEŞME

Yaşayan ofis anlayışı oluşturmak çalışanların aidiyet ve bağlılığını güçlendirme konusunda etkin rol oynar. Kurum kültürüne de katkıda bulunan bu tasarım yöntemi aktivite temelli çalışma prensibine dayanır. Bu sistemde bireysellik arka planda kalırken örgütsel öğrenme desteklenir. Kolektif çalışma alanları ve sosyal alanlar tasarlandığı takdirde ofis ortamı işlevsellik kazanacaktır.

İyi bir ofis, insan odaklı bir anlayış ile kurgulandığı takdirde esneklik ve hareket özgürlüğü sunar. Aydınlık tasarıma sahip ofislerde çalışanların verimliliği ve mutluluğu gözle görülür biçimde yükselir. Kuruma bağlılığı artan ekip üyelerinin performansı ve üretkenliği artar. Gün ışığı ile beslenen ve temiz havadan maksimum düzeyde yararlanmayı hedefleyen mekanlar kişisel motivasyonu kuvvetlendirir. İç mekanda bu tür sosyal alanlar yaratmak ofis çalışanları için sosyalleşme olanağı sağlar.

AKIŞA ODAKLANMA VE SÜRECE DEĞER KATAN AKTİVİTELER

Koordineli çalışma ve bilgi akışında kazanılan hız sürece değer katmayan aktiviteleri ortadan kaldırmaya yardımcı olur. Zira sürece değer katmayan aktiviteler yalnızca üretim bandında değil, idari süreçlerde de görülebilir. Müşteriden ilk sipariş alındığı andan itibaren bir yol haritası belirlemek yarar sağlar. Sürecin baştan sona akışını ve her bir iş sürecini tanımlayacak değer akış rotasını belirlemek gerekir.

Mevcut durum analizi, sürece değer katmayan aktivitelerin saptanmasını ve elenmesini kolaylaştırır. Bu aktivitelere yol açan ofis tasarımı sorunları belirlenir ve koordineli çalışan departmanların farklı ofisleri kullanmasından kaynaklanan bilgi akışında bekleme tarzı israfların önüne geçilir. Ofis yerleşim planları buna uygun düzenlendiği takdirde israfın süreçten çıkarılması kolaylaşır. Bu düzenleme ekip üyeleri arasındaki iletişim sorunlarının yanı sıra bekleme ve gereksiz işlem gibi israfları da ortadan kaldırır.

GÖRSELLİĞİN YALIN OFİS ANLAYIŞI ÜZERİNDEKİ KUVVETLİ ETKİSİ

Yalın bir ofis anlayışı için pahalı tasarımlar veya devasa alanlar şart değil… Doğru kurgulanmış bir görsellik ve 5S sayesinde hedeflenen etki yaratılabilir. Bu unsurlar ofis ortamı için en az üretimdeki detaylar kadar değerlidir. Çalışma alanlarında artırılmış görsellik uygulamak, erişimin mümkün olduğu anlaşılması kolay panolar kullanmak ve görseller yoluyla anlık bilgiler iletmek yalın çalışma kültürünü kuvvetlendiren dinamiklerdir. Hiyerarşinin yatay olduğu ortamlarda herkes istediği yerde çalışabilir ve ihtiyacına göre yerini değiştirebilir. Çalışma ortamı ile iç içe geçmiş öğrenme alanları da mevcuttur.

OFİS TASARIMINA DAİR ÖNEMLİ İPUÇLARI

Mobilyaların fonksiyonel olması ofis yaşamı için son derece önemlidir. İşlevsel mobilyalar hem mekanı ferah kılar hem de tasarrufu kolaylaştırır.
Ofis ortamında doğal kumaşlar ve organik tekstil ürünleri kullanmak ofisin kurumsallığını ortaya koyar. Aynı zamanda şık bir imaj yaratır ve doğaya karşı duyulan sorumluluğun da altını çizer.
Cam, ahşap ve betonun harmanlanması daima dikkat çekicidir. Bu birlikteliğin gücünden yararlanmak önem taşır.
Duvarlarda doğal kaplamalı malzeme kullanmak doğanın enerjisini ofis ortamına taşır.
Ofis tasarımında şık ve stil sahibi bir tarz yakalamak önemlidir. Bu konuda mimarlık ofislerinden profesyonel destek almak gerekir.
Modüler mobilyalar tercih etmek ihtiyaca yönelik değişiklikler yapmaya yardımcı olur.
Zemin kaplamalarında mermer, parke vb. doğal malzemeler tercih etmek yalın bir ofis anlayışı sunar.
Musluk ve kapı kolu gibi aksamlar da altın, bronz ve pirinç tonları kullanmak ofise aristokratik bir etki kazandırır.
Doğal ışığa yakın olan tonlar kişisel enerjiyi artırır. Doğru ışık tercih etmek ve gün ışığı tonlarındaki ışıkları kullanmak fayda sağlar.
Enerjik renkleri doğru alanlarda doğru miktarda kullanmak dinamiğinizi korumanızı kolaylaştırır.
Tablo ve bitki gibi dekoratif unsurlar çalışma alanlarının atmosferinde alternatif bir çağrışım yaratır.
Estetik ve kalıcı mobilyalar edinmek uzun yıllar modası geçmeyecek bir tasarım oluşturmanızı sağlar.
İş yerine özel tasarlanmış ve üretilmiş seramik panolar idealdir. Bulunduğunuz şehirde yer alan bir seramik atölyesine danışarak bu tür seramik panoları edinebilirsiniz.